FAO Türkiye

Sürdürülebilir bir Yedigöller İçin

Fotoğraf: © FAO/Ecenaz Yüzbaşıoğlu
18/03/2024

Ankara – Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) işbirliğinde, Doğa Koruma Merkezinin teknik desteğiyle 2023 Yılı Mart ayında operasyonel olarak başlayan “Yedigöller Milli Parkı’nın Sürdürülebilir Yönetimiyle Ekosistem Hizmetlerinin İyileştirilmesi” başlıklı teknik işbirliği projesi, 14 Mart’ta Ankara’da yapılan kapanış çalıştayı ile tamamlandı.

Teknik İş Birliği Projesi (TCP), 2022 yılı Kasım ayında hayata geçirilerek, Yedigöller Milli Parkı için ekosistem hizmetlerinin devamlılığı, iklim değişikliğine uyum, sürdürülebilir kullanım ve koruma, çevre sağlığı, dijital dönüşüm ve kurumsal kapasite gelişimi gibi hedefler doğrultusunda ziyaretçi odaklı teknik, idari ve eğitsel araçların tanımlanmasına katkı sağlamayı amaçlamıştır.

Proje kapsamında saha gezileri organize edilmiş, Milli Park için ziyaretçi profilinin belirlenmesi amacıyla yüz yüze anket çalışmaları gerçekleştirilmiş, çeşitli peyzaj donatı ekipmanları tasarımları planlanmış ve iklim değişikliği ile korunan alanlar hakkında farkındalığı arttırmak için yeni nesil dijital araç prototipleri geliştirilmiştir. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden katılım sağlayan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü personeliyle düzenlenen çalıştaylardan elde edilen bulgular paylaşılmış, düzenlenen etkinlikler ile hem FAO ekibi hem de DKMP ekipleri arasında bilgi ve deneyim alış verişi sağlanmıştır.

Proje çıktıları arasında başta “Yedigöller Millî Parkı'nda Doğal Yapı Analizi“, Yedigöller Millî Parkı'nın Sürdürülebilir Yönetimine Yönelik Sistem Yaklaşımı Geliştirilmesi ve Boşluk Analizi” ,“Entegre Alan Yönetimi” ve “Yedigöller Millî Parkı Ziyaretçi Yönetimi Stratejisi ve Eylem Planı” raporları olmak üzere, proje boyunca yürütülen çalışmalar ve elde edilen bulgular sonucunda toplam on bir adet rapor üretilmiştir.

Gerçekleşen kapanış çalıştayında açılış konuşmacıları arasında yer alan FAO Kıdemli Program Koordinatörü Özcan Türkoğlu projeden elde edilen bulguların hem Yedigöller için, hem de Türkiye’deki diğer bütün korunan alanlar için önemine değinerek, “İklim değişikliği penceresinden, korunan alan yönetimini ele alan bu teknik işbirliği projesinin en önemli bulgularından birinin de mevcut tehditler karşısında orman ekosistemini gözeten sürdürülebilir çözümlerin geliştirilmesi durumunda milli parkın ekosistem hizmetleri sunma yeteneğinin muhafaza edilecek olması olduğundan, bu konuda tüm paydaşlara daha iyi bir çevre için önemli görevler düşmektedir” dedi.

Açılış konuşmalarının devamında ise Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 9. Bölge Müdürü Hasan Başyiğit, sözlerine 1965 yılında Milli Park statüsüne kavuşan Yedigöller Milli Parkı’nın barındırdığı yüksek görsel peyzaj kalitesinin, ekosistemlerin ve  biyoçeşitliliğin önemine vurgu yaparak başladı. FAO ile Tarım ve Orman Bakanlığının beraber yürüttüğü projenin ortaya koyduğu sonuçları ve muhtemel etkilerini işaret ederek, “Dönemsel olarak artan ziyaretçi ilgisi karşısında parkın maruz kaldığı toprak sıkılaşması, su kalitesinde düşüş, yaban hayatında ve biyolojik çeşitlilikteki kayıplar karşısında bütüncül ve sürdürülebilir çözümlerin geliştirilmesi için çok çeşitli raporlamaların yapıldığını ve bunların uzun vadede milli park idaresinin kurumsal kapasitesini güçlendirmeye katkı sunacağını” ifade etti.

Çalıştayda Doğa Koruma Merkezinden Proje Ulusal Danışmanı Yıldıray Lise ise yaptığı sunumda, Yedigöller Milli Parkı için çok aşamalı ve paydaşlı bir yönetim planına neden ihtiyaç duyulduğu ve Yedigöller Mili Parkı Sürdürülebilir Yönetim Planı ile Milli Parkın nasıl daha etkin yönetilebileceği üzerinde dururken, “Planlamada önemli konulardan birisi de ortaklık ve iş birliklerinin geliştirilmesi’’ olduğunu ifade etti. Sayın Lise ayrıca ‘’Milli parkın içerisindeki ve çevresindeki etkin paydaşları bir araya getirmek oldukça önemli.İnceleme ve araştırma programına ihtiyaç olduğunu da görebiliyoruz ki bu durum, hem Yedigöller hem de diğer Milli Parklar için de geçerli. Basit olarak başlasa dahi bir ziyaretçi yönetimi sistemi oluşturulması, alan ile igili bir strateji oluşturmak için önemlidir” dedi. Lise, sözlerine “Yedigöller Milli Parkı bölgesindeki korunan alanların ortak yönetimi için bölgeye özgü bir yönetim planının hazırlanması ve Yedigöller Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içinde ekolojik koridorlar oluşturulması alandaki doğa koruma çalışmaları için ayrıca oldukça önemlidir. Proje dahilinde yapılan önceki çalıştaylarımızda Bolu özelinde Valilik altında çalışacak bir korunan alanlar çalışma grubu kurulmasından da bahsetmiştik. Eğer Bolu ilindeki bütün korunan alanların bütünsel olarak beraber ele alındığı böyle bir yapı oluşturabilirsek, bu oluşum genel olarak Türkiye için de bir örnek oluşturabilir” ifadeleri ile devam etti.

Proje Danışmanı ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilgül Karadeniz ise yaptığı sunumda, projenin peyzaj donatı ekipmanları tasarımı ile nasıl korunan alanlar ve iklim değişikliğinin etkileri hakkında bir farkındalık yaratmayı planlandığını ve ziyaretçi yönetimine katkı sağlamak için bu ekipmanların nasıl kullanılabileceği üzerinde durdu. Sözlerine, “Proje boyunca, Yedigöller Milli Parkı'ndaki iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı farkındalığın artırılması amacıyla bilgilendirme panolarının nasıl hazırlanabileğine dair bazı prototip tasarımlar yapıldı. Peyzaj donatı unsurlarının nasıl güncellenebileceği konusunda da bazı ön çalışmalar bitirilerek, bunları Yedigöl ve diğer milli parklardan çalıştaylara katılan saha ekipleri ile paylaşma şansı yakaladık” diyerek devam eden Prof. Dr. Karadeniz, sunumunu tasarlanan peyzaj ekipmanlarının görsel sunumlarını paylaşarak bitirdi.

FAO İletişim Destek Asistanı Can Kutay ise sunumunda, “Yedigöller Milli Parkı için geliştirilen Ziyaretçi Yönetimi Stratejisi” başlıklı sunumunda ziyaretçilerin korunan alanlar ve iklim değişikliğinin etkileri hakkında farkındalık kazanmaları için dijital varlıkların önemini vurgularken, “Ziyaretçileri henüz Yedigöller gezilerini planlarken dijital bir milli park randevu sistemi kullanmaya teşvik etmek, hem kamp içerisindeki ziyaretçi yoğunluğunu kontrol altında tutmaya, hem de buradan edilinebilecek veriler ile detaylı bir ziyaretçi profili sağlamaya katkı sağlayacaktır. Alana gelen ziyaretçileri çeşitli noktalara yerleştirilmiş QR kodlarıyla etkileşime geçirmek ise, yerel habitat ve ekosistem hakkında geniş bir bilgi yelpazesine kolay ve interaktif bir erişim imkanları oluşturacaktır. Yedigöller örneğinden elde edilen deneyimler, diğer korunan alanlar ve milli parkları da kapsayan geniş kapsamlı bir markalaşma ve kampanya ile bu uygulamaların daha yaygın bir şekilde benimsenmesi için fırsatlar yaratılabilir” ifadelerini kullandı.

FAO Doğal Kaynaklar Uzmanı ve Projenin Teknik Lideri Zenina Evetta ise projenin sonuçları ve elde edilen deneyimleri geliştirmeye yönelik bir yol haritası üzerinde durduğu sunumunda, projenin sonuçlarının Türkiye’deki parkların doğal kaynaklarının uzun vadeli korunması ve sürdürülebilir kullanımı açısından büyük önem taşımakta olduğunu belirtti. “Proje sonuçlarını ve deneyimlerini ölçeklendirmek için bir yol haritasının geliştirilmesi, başarılı müdahalelerin daha geniş bağlamlara yayılması için stratejik bir rehber görevi görmekte ve projenin etkisini lokalden ulusal, hatta uluslararası düzeye çıkarmaktadır” ifadeleri ile sözlerine devam eden Evetta, “Proje çıktılarını biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kalkınma gündemleri gibi ulusal stratejilerle uyumlu hale getiren proje, yerel girişimler ile daha geniş politika hedefleri arasında sinerji sağlayarak koruma çabalarının genel etkinliğini artırmaktadır. Bu proje sadece değerli raporlar üretmekle kalmamakta, aynı zamanda Yedigöller Milli Parkı'nın sürdürülebilir yönetimini sağlamak ve geliştirmek için bilimsel ve teknik bilgiden nasıl yararlanılabileceğini göstermekte ve böylece biyolojik çeşitliliğin korunması ve ekosistem sürdürülebilirliğinin daha geniş hedeflerine katkıda bulunmaktadır” diyerek sözlerine son verdi.