Fotoğraf: ©FAO / Çalıştay’dan genel görüntü

İstanbul- Orta Asya, Türkiye ve Azerbaycan'dan üst düzey temsilciler ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bugün İstanbul'da iki günlük GEF-8 Alt Bölge Çalıştayı'nda bir araya geliyor.

Uzun yıllar boyunca FAO ve GEF arasındaki ortaklık, 22 projenin uygulandığı Orta Asya ülkelerinde (Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan), Azerbaycan ve Türkiye'de çok önemli ölçüde büyümüştür. Projelerin çoğu arazi bozulumuna odaklanırken, FAO ayrıca biyoçeşitlilik, kimyasallar ve atıklarla Uluslararası Su konularında da projeler gerçekleştirdi. GEF-5'ten (2010-2014) bu yana mevcut GEF-7 (2018-2022) finansman döngüsüne kadar alınan katkı, toplamda 83,3 milyon dolardan fazla.

“Bu çalıştay bir diyalog platformu ve hepimiz için bir fırsat”

FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu'nun açılış konuşmasıyla başlayan çalıştayda Sayın Gutu, bu toplantının devam eden program ve projeleri tartışmak, yenileri için fikir alışverişinde bulunmak ve bölgesel iş birliğimizin ve ortaklığımızın yenileyeceğinin altını çizdi.

Sayın Gutu, ayrıca “Bugünkü toplantının Orta Asya ve Kafkas ülkelerinin kalkınması, nüfusu, hükümetleri, FAO ve diğer paydaşlar için çok özel bir önemi olduğuna inanıyorum” dedi. Konuşulmasında FAO ekibinin GEF-8, Yeşil İklim Fonu ve Uyum Fonunun yanı sıra diğer kaynaklardan gelen fonları kolaylaştırmada ve bu kaynaklara erişmede ülkeleri desteklemeye hazır olduğunun da altını çizdi.

Çalıştay, Tarım ve Orman Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Ahmet Volkan Güngören’in konuşması ile devam etti. Sayın Güngören şunları dile getirdi. “FAO-Türkiye ilişkileri 70 yılı aşkın bir geçmişe sahip. Gıda güvenliği, tarım ve ormancılık alanlarında yakın iş birliği içinde çalışarak çeşitli ortak çalışmalar ve projeler hayata geçirildi. Bu çerçevede, FAO'nun tüm dünyada sürdürülebilir tarımsal kalkınma ve gıda güvenliğini sağlamaya yönelik hizmetlerini ve çabalarını takdir ediyoruz.”

Sayın Güngören ayrıca konuşmasında Dünya’da gıda güvenliğinin artırılması ve yoksulluğun ortadan kaldırılması amacıyla Türkiye, FAO ile yakın iş birliği içinde. Bu iş birliğinin diğer ülkelere bilgi ve deneyim aktarımı yaparak devam eden uluslararası çalışmalara katkıda bulunduğunun da altını çizdi.

Sayın Güngören konuşmasına şöyle devam etti: “İklim değişikliği ve çevresel tahribatla mücadelede ihtiyaç duyulan şey kaynakların seferber edilmesi ve kurumlar arası koordinasyonun sağlanmasıdır. Bu noktada finansman kaynaklarının önemi ortaya çıkmakta. 1994 yılından bu yana Küresel Çevre Fonu üyesi olarak yaklaşık 130 milyon dolarlık finansmanı hibe olarak kullandık. Ayrıca, çeşitli kaynaklardan 1,3 milyar dolar eş finansman olarak kullanıldı. GEF-7 döneminde fayda sağlayacağından emin olduğumuz projelere 15,37 milyon dolar ayırdık. GEF-8 dönemi için yirmi dokuz ülke, 5,25 milyar dolar taahhütte bulunmayı kabul etti. Bu, GEF-7 dönemi ile kıyaslandığında, %29'luk bir artış anlamına geliyor. Bu da çok takdir edilir bir durum.”

Açılış konuşmaları sonrasında çalıştay, GEF'in bugüne kadar bölgede sağladığı destekle elde edilen sonuçların sunumlarıyla devam etti. Katılımcılar ayrıca FAO'nun rekabet avantajını ve tematik müdahale alanlarını tartıştı. Çalıştay sırasında bölge ülkeleri de GEF-8 döngüsü için önceliklerini sundu.

FAO'nun rekabet avantajına, toplumsal cinsiyet eşitliği de dahil GEF politikalarına, sivil toplum katılımına ve özel sektör katılım sürecine, ulusal düzeyde olası proje fikirlerine, GEF-8 programlama önceliklerine odaklanan çalıştay iki gün süresince interaktif olarak katılımcıların tartışmaları ile devam edecek.