Fotoğraf: ©FAO

Ankara- Covid-19 pandemisi, Ukraynadaki savaş, kuraklık ve iklim krizinin genel etkileri birleştiğinde, gıda ve tarımın hem ülkeler hem de küresel düzeyde ne derece stratejik bir sektör olduğu tekrar ortaya çıkmış oldu. Tüm bunlar ülkeleri, gıda krizi yaşamamak ve ulusal gıda güvenliklerini tahkim etme çabalarını artırmaya yöneltiyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye Mukim Koordinatörlüğü koordinasyonunda, BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ve Dünya Gıda Programı (WFP) Tarım ve Orman Bakanlığı işbirliği ile Türk Buğday Sektörü İçin Tedarik Zinciri Analizi: Dayanıklı Bir Gıda Sisteminin Oluşturulması isimli proje saha faaliyetleri ivme kazandı. Projede FAO uzmanları ve teknik ekipleri Türkiye buğday üretiminin öncü illerinden olan 8 ilde girdi tedarikçileri, çiftçiler, üretici örgütleri ve sanayiciler ile saha görüşmeleri yaptı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın değişik kuruluşları ile Ankara’da yapılan çalışma toplantılarının ardından Türkiye’nin iki önemli buğday ve buğdaya dayalı mamül maddelerinin iki önemli üretim merkezi olan Gaziantep ve Tekirdağ’da yine sektörün tüm yerel paydaşlarını kapsayan çalıştaylar düzenlendi. Çalıştaylara üreticiler, sanayiciler, akademisyenler ve meslek örgütlerinden yoğun bir katılım gerçekleşti.

Sektörün sorunları, çözüm yolları ve önündeki tehditler ve fırsatların masaya yatırıldığı çalıştayların açılış konuşmasını yapan FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, dünyanın ve Türkiye’nin son yıllarda içinden geçtiği zorlu sürecin tarımsal üretimin ve gıda endüstrisinin stratejik önemini bir kez daha ortaya çıkardığını belirtti. Gıda güvencesini garanti altına almak için tarımda sürdürülebilir üretimin öncelikli hale geldiğini ifade eden Selışık, Türkiye’nin hem üretim hem de dış ticaret anlamında buğday konusunda önemli bir küresel aktör olduğunu kaydetti. Projenin sonunda Türk buğday sektörünün net bir fotoğrafının çekileceğini anlatan Selışık “Projeyle sadece Türkiye’nin değil bölgemizin ve dünyanın da faydalanabileceğine inandığımız, buğday konusunda herkesin önünü daha net görebileceği bir yol haritası çıkacaktır”diye konuştu.

Projede bugüne kadar alınan yolu anlatan FAO Proje Koordinatörü Prof. Dr. Erdoğan Güneş de “Proje ile dünyanın önemli bir buğday üreticisi olan Türkiye’nin kendisini daha fazla nasıl geliştirebileceğini, buğday, un ve unlu mamüller sektörünün iç ve dış sorunlar karşısında dayanıklılığını nasıl artırabileceğini kapsayacak bir final raporumuz olacak” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından yapılan ve tüm gün süren yuvarlak masa toplantılarında FAO uzmanları, katılımcılardan sektörde bire bir yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini paylaşmalarını talep ederek önemli notlar aldılar.

Proje, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Ortak Fonu (UN SDG Fund) Kalkınma Acil Durum Modalitesi kapsamında fonlanıyor. Küresel buğday üretim ve ticaretinin önemli bir aktörü olan Türkiye’nin buğday sektörünün bir tedarik zinciri analizinin yapılması suretiyle, sektörün şoklar karşısındaki direncinin artırılması için gerekli müdahale alanlarının belirlenmesi ve buna uygun şekilde yatırım ve hizmet ihtiyaçlarının karşılanması amaçlanmaktadır. Tüm bunların ulusal gıda güvenliğine ve daha sürdürülebilir bir tarım ve gıda sistemine geçişe katkı katkı yapması hedefleniyor.

Ankara’da Tarım ve Orman Bakanlığının ilgili birimleri ile yapılan istişare toplantıları ve ardından Gaziantep ve Tekirdağ’da sektörün tüm paydaşlarının katıldığı yerel çalıştaylarda toplanan veriler ve ortaya çıkan bulgular ışığında buğday, un ve unlu mamüller konusunda kapsamlı bir rapor hazırlanacaktır. Bu minvalde geliştirilecek politika önerileri ışığında sektörün tarladan sofraya kadar tedarik zincirinin her bir aşamasında daha etkin, dayanıklı, kapsayıcı ve sürdürülebilir hale gelebilmesine katkı sunacak bir yol haritası elde edilmiş olacaktır.