FAO Türkiye

FISHCap projesi Türkiye’de kabuklu deniz ürünü yetiştiriciliğinin gelişimine katkıda bulunuyor

Fotoğraf: © FAO
16/10/2023

Ankara – 6 Ekim tarihinde, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Türkiye’de kabuklu deniz ürünleri endüstrisinin potansiyelini geliştirecek yollarının tartışılması için bir istişare çalıştayı düzenledi. Çalıştay Türkiye’de kabuklu deniz ürünü yetiştiriciliğinin gelişimine katkıda bulunan FISHCap (Orta Asya, Azerbaycan ve Türkiye’de Sürdürülebilir Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Yönetimi için Kapasite Geliştirme Projesi) bünyesinde gerçekleştirildi. Çalıştaya, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı, üniversiteler, özel sektör ve STK’lardan temsilciler dahil 50’den fazla kişi katılım gösterdi. Çalıştay öncesinde, 2-5 Ekim tarihlerinde, İzmir, Balıkesir ve Yalova illerindeki mevcut midye üretim tesisleri ve olası kabuklu deniz ürünü yetiştirme sahalarına da bir ziyaret gerçekleştirildi.

 

FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü Viorel Gutu yaptığı açılış konuşmasında, dünya genelinde sorumlu su ürünleri yetiştiriciliği uygulamalarını güçlendirme konusunda kararlı bir ortak olarak FAO’nun Türkiye’nin kabuklu deniz ürünleri yetiştiriciliği potansiyelini açığa çıkarma girişimi karşısında heyecan duyduğunu dile getirdi. Gutu ayrıca kabuklu deniz ürünleri yetiştiriciliğinin su ürünleri yetiştiriciliği sektörünün çeşitlenmesine katkıda bulunduğuna ve kıyı topluluklarında geçim kaynaklarını güçlendirebileceğine, yabani stoklar üzerindeki aşırı avlanma baskısını azaltabileceğine ve sucul ekosistemlerde biyo-filtre görevi görerek çevre kalitesini iyileştirebileceğine işaret etti.

 

Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Altuğ Atalay ise konuşmasında küresel su ürünleri yetiştiriciliğinde kabuklu yetiştiriciliğinin öneminin arttığına dikkat çekti. Özel sektör tarafında midye ve istiridye yetiştiriciliğine girişim istekliliğinin arttığı notunu düşen Atalay ayrıca Genel Müdürlüğün söz konusu sektörün geliştirilmesi için sürdürülebilir bir yol haritasının hazırlanmasını önceliklendirdiğini ve bu süreçte FAO’nun teknik rehberliği ve desteğinin önemli bir rol oynadığını vurguladı.

 

Çalıştay kapsamında, uluslararası kabuklu deniz ürünleri yetiştiriciliği uzmanı F. Vallerie dünyada kabuklu deniz ürünleri yetiştiriciliğinin mevcut durumuna dair kısa bir genel bakış sunarken özellikle istiridye yetiştiriciliği üzerinde durdu. Vallerie’nin açıklamalarına göre, 1990 ile 2020 yılları arasında kabuklu deniz ürünleri yetiştiriciliği üretimi 5 milyondan 17,7 milyon tona yükseldi. Bu yükselişin sebebi, gerek avlanması gerekse yetiştirilmesi görece kolay olan bu doğal kaynağın kullanımında yaşanan gelişmelerdir. Kabuklu deniz ürünleri üretiminin maliyetinin Asya’da 1 Euro/kg ile oldukça düşük olması, kabukluları dünyadaki en ucuz protein kaynağı durumuna getirmektedir.

 

Vallerie’nin altını çizdiği diğer başlıklar ise kabuklu deniz ürünleri yetiştiriciliğinde ve istiridye pazarında Türkiye’nin coğrafi konumunun, komşu ülkelerle olan ilişkilerinin, su ürünleri yetiştiriciliği alanındaki teknik bilgi birikiminin yanı sıra kabuklu deniz ürünleri yetiştiriciliği alanına özel sektörün giderek artan ilgisinin ve Türkiye’nin balık kuluçkahanesi yönetimi ve teknikleri konusundaki engin deneyiminin getirdiği avantajlar oldu.

 

Toplantıda endüstri liderleri ve paydaşlar, kabuklu sektörünün geliştirilmesine yönelik kısa dönemli stratejik çerçeve üzerinde mutabakata ulaştılar. Yetiştiricilik için sanitasyon açısından yüksek bir güvenlik düzeyine sahip alanlar üzerine odaklanarak iç piyasanın ve ihracat pazarının potansiyelinin ayrıntılı analizinin gerçekleştirilmesi bu stratejinin kilit bileşenleri arasında yer almakta. Buna ek olarak, söz konusu strateji yumurta yetiştiriciliği için steril bir mikro yavru geliştirme merkezinden başlayarak ve gelişmiş teknikleri genetik seleksiyon ve triploid istiridyeler için tetraploid anaç üretimine kademeli şekilde entegre ederek, kuluçkahaneler için teknoloji transferi ortaklıklarının kurulmasını amaçlamakta. Bu stratejik yaklaşımın önemi, Crassostrea gigas triploid istiridyeleri gibi istilacı türlerin yasaklanmasını ve yüzde 20 et içeriğine sahip istiridye yetiştirmek üzere bir pilot programın hayata geçirilmesini değerlendirmesinden gelmekte. Ayrıca, strateji, uluslararası standartları karşılamak amacıyla, kabuklu deniz ürünleri saflaştırma protokollerinin güçlendirilmesi ve Türkiye’de kabuklu deniz ürünleri endüstrisine yatırım yapabilmek üzere potansiyel ortaklıkların araştırılması üzerine odaklanmakta.

 

Gelecekteki olanakları ele alan strateji, çeşitli mesleklere yönelik eğitim programlarının uygulanması ve FAO ile teknik iş birliği programı geliştirilmesinin önemini vurgulamakta. Bu bütüncül yaklaşım, Türkiye’de sürdürülebilir şekilde büyüyen ve küresel rekabetçi gücü olan bir kabuklu deniz ürünü endüstrisine giden yolda önemli bir adım niteliğindedir.

 

FAO-Türkiye Ortaklık Programları Hakkında

FAO-Türkiye Ortaklık Programları, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan ve diğer ilgili ülkelerde gıda güvenliğinin sağlanması, kırsal yoksulluğun azaltılması, sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele ve ekosistemlerin korunmasına destek olmayı amaçlar.

 

2007’de başlatılan FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı’nın (FTPP) ilk fazı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini temsilen Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan 10 milyon ABD Doları tutarındaki güven fonundan finanse edildi. Programın ilk fazı olan 2009-2015 yılları arasında 16 ülkede 28 proje uygulandı. 2014 yılında, Türkiye Cumhuriyeti'nin 20 milyon ABD Doları tutarındaki ek finansmanı ile FTPP'nin ikinci fazı ve aynı zamanda

FAO-Türkiye Ormancılık Ortaklık Programı (FTFP) başlatıldı. Böylece Türkiye’nin bu Programlar çerçevesindeki toplam katkısı 30 milyon ABD Doları’na ulaştı.

 

BAĞLANTILAR:

 

  • FISHCap Projesi tanıtım broşürü
  • FAO Balıkçılık ve Su Ürünleri Birimi