Proje Listesi | FAO Türkiye | Food and Agriculture Organization of the United Nations

Muğla ilindeki Orman ve Maki Ekosistemlerinin, Yangın Sonrası Restorasyon Çalışmaları

Projenin Amacı:

Türkiye'deki orman ve maki ekosistemlerinde gerçekleşen yangınlar sonrası, restorasyon yönetimine katkıda bulunmak

Proje süresi: 2023 – 2024

Proje Kodu: TCP/TUR/3902/C2

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

Akdeniz Havzası'nın orman ve maki ekosistemleri, birçoğu endemik olan ve artan insan nüfusu nedeniyle yüksek tehdit altında bulunan birçok türe yaşam alanı sağlamaktadır. Bu orman ekosistemleri, orman yangınlarına karşı son derece adapte olmuş halde ve yangın sonrasında yüksek bir yenilenme ve yeniden ağaçlandırma kapasitesine sahiptirler. Ancak, iklim değişikliği ve diğer sosyo-ekonomik değişkenler üzerindeki antropojenik etkiler, yangın koşullarını giderek güçlendirmiş, yangın türlerini ve yangın yoğunluğunu değiştirmiştir. Sonuç olarak, kurtarma amaçlı ağaç kesimi ve bazı yangın sonrası silvikültürel işlemler biyolojik çeşitliliği olumsuz etkileyebilmektedir.

Bu olumsuz etkilerden kaçınmak için, biyoçeşitlilik konusu kurtarma ağaç kesimi ve yangın sonrası silvikültürel işlemlerden önce dikkate alınmalıdır. Ancak, kurtarma ağaç kesimi ve yangın sonrası silvikültürel işlemler yakın zamana kadar doğaçlama şekilde uygulanmıştır. Dolayısıyla, Türk ormancılar biyoçeşitliliğin dikkate alınması gerekliliğine yeterince aşina olamamış, bu da yangın sonrası faaliyetlerde biyoçeşitlilik ihtiyacının ele alınması konusunda kısıtlı deneyim ve bilgi birikimine yol açmıştır. Durumun aciliyeti göz önünde bulundurulduğunda, FAO'nun mevcut küresel bilgi birikimini kullanarak ilgili devlet sektörüne yüksek öncelikli yardımda bulunması faydalı olacaktır. Ayrıca, endemik türler söz konusu olduğundan ve en baştan yeterli uzmanlık ve bilgi birikimini sağlama süreci çok uzun süreceğinden, oluşabilecek teknik destek eksikliği küresel biyoçeşitlilik kaybını hızlandirebilmektedir.

Bu nedenle, yanmış alanların restorasyonu ve rehabilitasyonu ile ilgili süreçlerin ekosistem restorasyonu perspektifinden planlanması gerekmektedir. Bu çabalar, biyolojik çeşitliliğin kritik unsurlarını göz önünde bulundurmalı ve tahrip edilen alanı tür kompozisyonu, yapısal özellikler, ekosistem dinamikleri ve ekosistem hizmetleri açısından orijinal durumuna geri getirmeye adanmış olamalıdır. Önerilen proje, özellikle Muğla ilindeki orman yangınlarından etkilenen, orman ve maki ekosistemlerinde görülen nadir flora ve fauna türleri için restorasyon rehberleri geliştirmeye odaklanacaktır.

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ BİR ÇEVRE - DİÇ 3: Gıda ve tarım için biyoçeşitlilik ve ekosistem hizmetleri

Bağlantı Linkleri:

Türkiye'de gıda ve tarım sektöründe istihdam olanakları sağlayarak yeni gelen Afgan ve Ukraynalı mültecilerin ve ev sahibi toplulukların dayanıklılıklarının artırılması

Hayvancılık Faaliyetinde Bulunan Tarımsal İşletme Tipolojisinin Belirlenmesine Destek

Projenin Amacı:

Çiftlik Tipolojisi ile ilgili hayvancılık faaliyetlerinde Bakanlığın kapasitelerinin geliştirilmesini ve planlanmasını desteklemek

Proje süresi: 2023 – 2024

Proje Kodu: TCP/TUR/3903/C3

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

Paydaşların ihtiyaçlarını ön planda tutan, sorunlara kalıcı çözümler üreten, minimum maliyetle maksimum fayda sağlayan tarım ve hayvancılık politikalarının üretilebilmesi ve uygulanabilmesi için besicilik işletmelerinin sosyal, operasyonel, üretim, ekonomik ve fiziksel yapılarını ortaya koyan verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Hayvancılık sektöründe işletmelerin yapısal özelliklerinin (sosyal, ekonomik vb.) güncel olarak izlenmesi nispeten zordur. Dünyadaki gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi (ABD, AB ülkeleri) hayvancılıkta kayıtların tutulması ve güncellenmesi amacıyla çiftlik tipolojileri belirlenmiş ve tanımlanmıştır.

Ancak Türkiye'deki tarımsal işletmelerin yapısı, varlıkları, uzmanlık alanları ve tipolojileri hakkında istatistik üretilememekte; Güncel ve yapısal veriler farklı kaynaklardan elde edilmektedir. Fonksiyonel tarım istatistikleri ise tarımsal işletme düzeyinde üretilmeli, aynı kaynaktan beslenen ve dolayısıyla birbiriyle uyumlu güncel ve yapısal verilerden oluşmalıdır. Bu sayede politika, strateji ve hedeflerin belirlenmesini ve izlenmesini kolaylaştıracak nitelikli veriler üretilecektir.

Sonuç olarak; özellikle kadın ve gençlerin dahil olduğu hayvancılık faaliyetlerindeki tarım işletmelerinin analizi ve durumu ile ilgili çok disiplinli, bütüncül, objektif veriler ve mevcut ve ortaya çıkan zorluklara karşı direnç kavramının geliştirilmesi için gereken veriler mevcut değildir. Çiftlik düzeyinde sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde, UNSDCF 2021-2025, kapsayıcı ve adil sosyal kalkınma, rekabetçi üretim, verimlilik ve herkes için nitelikli iş imkanları, sürdürülebilir çevre ve daha iyi yönetim için ulusal temsili sağlayacak bir hayvancılık çiftliği tipolojisi geliştirilmesini gerektirir.

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ ÜRETİM - DİÜ 4: Küçük ölçekli üreticilerin kaynaklara adil erişimi,DAHA İYİ BİR HAYAT - BL5: Dayanıklı tarım-gıda sistemleri

Bağlantı Linkleri:

Yedigöller Milli Parkı’nın Sürdürülebilir Yönetimi ile Ekosistem Hizmetlerinin İyileştirilmesi

Projenin Amacı:

Ekosistem hizmetlerinin geliştirilmesini desteklemek ve korunan alanlarda iklim değişikliğinin etkilerine karşı dayanıklılığı artırmak

Proje süresi: 2022 – 2024

Proje Kodu: TCP/TUR/3904/C4

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 9. Bölge Müdürlüğü sorumluluğu altında farklı statü ve özelliklere sahip çok sayıda korunan alan bulunmaktadır. Doğa Koruma ve Milli Parklar 9. Bölge Müdürlüğü tarafından; 5 milli park, 32 tabiat parkı, 9 doğa anıtı, 5 sulak alan, 9 yaban hayatı geliştirme alanı, 5 doğa koruma alanı ve 1 yaban hayatı (keklik) üretim istasyonunu yönetmektedir. Müdürlüğün toplam sorumluluk alanı 7 ilde 154.579,9 hektara ulaşmaktadır. Söz konusu statülü alanlar içerisinde ziyarete açık olanları, 2018-2019 yıllarında yıllık ortalama 3.2 milyon kişinin ziyaret ettiği görülmektedir. Son yıllarda ziyaretçi sayısı giderek artmaktadır. Artışta öne çıkan faktör, bireylerin doğaya yönelik çeşitlenen talepleri ve parklara ve uzak yerlere erişim için sosyo-ekonomik fırsatlardır. Söz konusu artış bir yandan değişen yaşam koşulları ve olanakların etkisiyle bireylerin doğal alanlarda bulunma eğiliminin artışını gösterirken diğer yandan korunan alanların aşırı ziyaretçi baskısı altında kalmasına ve bu alanların doğal işlevlerini sürdürmelerine engel olmaktadır. Sürdürülebilirliğin sağlanması, geçim olanaklarının sağlanması, türlerin ve ekolojik fonksiyonların korunması, kültürel, estetik ve rekreasyonel ihtiyaçların karşılanması için parkların mevcut koşullarının kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ekosistem restorasyonu, ekosistem hizmetlerinin düşüş trendlerini durdurabilir ve tersine çevirebilir. Ayrıca iklim değişikliğinin azaltımına katkıda bulunabilir. Ekosistem temelli uyum yaklaşımları (EBA), insanların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlamasına yardımcı olmak için genel bir uyum stratejisinin bir parçası olarak biyoçeşitlilik ve ekosistem hizmetlerinin kullanılması olarak tanımlanır; bu yaklaşımlar, yerel topluluklar için çoklu sosyal, ekonomik ve kültürel ortak faydaları dikkate alan genel bir uyum stratejisinin bir parçası olarak ekosistemlerin sürdürülebilir yönetimini, korunmasını ve restorasyonunu içerebilir. Peyzaj yaklaşımı, iklim değişikliği karşısında olduğu kadar iyileştirilmiş biyoçeşitlilik yönetimi ve daha iyi geçim kaynakları için de büyük umutlar taşımaktadır.

Sahip olduğu doğal kaynak değerleri ve görsel peyzaj kalitesinin yüksek olması nedeniyle milli park ilan edilen Yedigöller, yıl boyunca ziyaretçi çekmekte ve diğer milli parklara örnek teşkil etmektedir. Park, birbirine bağlı bir göller sisteminin bulunduğu dar bir vadide yer almaktadır. Park, artma eğilimi gösteren önemli sayıda ziyaretçiyi ağırlamaktadır. 2003 yılında ziyaretçi sayısı 3 bin iken 2019 yılında bu sayı 250 bini geçmiştir. İnsan nüfusunun yoğunluğu, yüksek sezonlarda neredeyse metrekare başına bir kişidir. Ziyaretçilerin korunan alanlara duyarlılığının düşük olması nedeniyle parkta toprak sıkışması sorunu görülmektedir. Öte yandan parkta yer alan su döngüsü ve yedi göl, parkın sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir. Bu amaçla, su döngüsü ve toprak sıkışması sorunlarının ve bunların bitki örtüsü üzerindeki mevcut ve olası etkilerinin iyi bir şekilde tanımlanması ve doğanın kendini yenileme gücüne dayalı uyum sağlama kapasitesi çerçevesinde ele alınması gerekmektedir.

Mevcut Uzun Devreli Gelişme Planı (UDGP) uygulaması, doğal kaynakların ziyaretçi stresi altında sürdürülebilirliği ve Park'ın ekolojik kapasitesini aşan aşırı kullanımla durması konusunda kapsamlı yönlere sahip değildir. Ekosistem temelli yaklaşımların UDGP'ye entegre edilmesi, ekosistemlerin sürdürülebilir yönetimine, korunmasına ve restorasyonuna katkıda bulunacaktır. Yedigöller Milli Parkı'nın doğal kaynak yönetiminin ve ekosistem hizmetlerinin iyileştirilmesi de en iyi uygulama olarak önemli bir rol oynayacak ve ülkedeki milli parklar genelinde yaygınlaştırılacak bir örnek olacaktır.

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 9. Bölge Müdürlüğü sorumluluğundaki statülü alanların sürdürülebilir kullanımı ve yönetimine katkı sağlamak üzere Yedigöller Milli Parkı örneğinde, ekosistem hizmetlerinin sürekliliği, iklim değişikliğine uyum, sürdürülebilir kullanım, halk sağlığı, dijital dönüşüm ve kurumsal kapasite geliştirmeyi göz önünde bulunduran proje, ziyaretçi odaklı teknik, yönetim ve eğitim araçlarının tanımlanmasını amaçlamaktadır. Proje ile Yedigöller Milli Parkı'ndaki toprak ve su kaynaklarının iklim değişikliğine uyum hedefleri kapsamında sürdürülebilir kullanımı teşvik edilecek ve farklı paydaşların ekosistem temelli yaklaşım ve iklim değişikliğine dayanıklılık konusundaki farkındalığı artırılacaktır

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ BİR ÇEVRE - DİÇ 3: Gıda ve tarım için biyoçeşitlilik ve ekosistem hizmetleri,DAHA İYİ BİR ÇEVRE - DİÇ1: İklim değişkliğinin etkilerini azaltan, uyumlu tarım-gıda sistemleri

Bağlantı Linkleri:

Türk Buğday Sektörü İçin Tedarik Zinciri Analizi Dayanıklı Bir Gıda Sisteminin Oluşturulması

Projenin Amacı:

Türkiye, dünya buğday sektöründe tarım, işleme ve dış ticaret açısından kilit ülkeler arasında yer almaktadır. Proje, hem iç piyasa istikrarsızlıklarını hem de dış zorlukları inceleyecektir; Örneğin; COVID−19 ve Ukrayna'daki savaşın Türk buğday sektörüne etkileri

Proje süresi: 2022 – 2023

Proje Kodu: UNJP/TUR/070/UNJ

Donör: UNDP Administered Donor Joint Trust Fund (00132387)

Kısa Açıklaması:

Türkiye, dünya buğday sektöründe tarım, işleme ve dış ticaret açısından kilit ülkeler arasında yer almaktadır. Proje, hem iç piyasa istikrarsızlıklarını hem de dış zorlukları inceleyecektir; örneğin COVID−19 ve Ukrayna'daki savaş Türk buğday sektörünü etkiliyor. Türkiye, kurdaki değer kaybının (son on iki ayda

%94) tetiklediği oldukça kırılgan bir ekonomik durumun arka planında, Ukrayna'daki savaşın ciddi etkileriyle karşı karşıyadır. Ayrıca, eşzamanlı fiyat enflasyonu (Mayıs 2022'de %73,5 ile 24 yılın en yüksek seviyesi), hem haneler hem de özellikle kadınlar olmak üzere hassas gruplar üzerinde ek yük yaratıyor. Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin çoğunda temel gıda maddeleri arasında buğday fiyatı, Ocak 2021'e kıyasla %91 artışla başı çekiyor. Buğday tedarik zincirlerindeki bozulma, Türkiye'de ve Türkiye'nin temel gıda ürünleri tedarik ettiği ciddi gıda güvensizlikleri yaşayan ülkelerde pazar durumunu daha da kötüleştirme potansiyeline sahiptir. Buğday sektörü için bir tedarik zinciri analizi (TZA) yapmak ve zincir boyunca müdahale alanlarını belirlemek, yani tarımdan tüketime, Türk Hükümetini desteklemek için aşamaları iyileştirmek için hayati önem taşımaktadır. Veri toplama, analitik, analiz ve tahmin, gıda sistemi yollarının gelişiminin piyasa krizinden nasıl etkilendiğini belirlemeyi sağlayacak gıda güvenliği zorluklarını ele almanın anahtarıdır.

Proje ayrıca:

sektördeki aktörleri ve işlevlerini, ana aktörler arasındaki etkileşimi/dinamikleri belirlemeye,

mevcut tedarik zinciri (TZ) kapasitelerinin, süreçlerinin ve güçlü yanlarının yanı sıra zorluklar ve sınırlamaların haritasını çıkarmaya,

Verimliliği artırabilecek dinamikleri veya değer zincirlerini desteklemek için potansiyel alanları belirlemek ve ilgili dinamikleri iyileştirme fırsatlarını keşfetmeye,

Gençler ve kadınlar için istihdam fırsatları yaratan veya engelleyen temel faktörleri/eğilimleri vurgulamaya,

İlgili özel sektör ve kamu sektörü aktörlerine hitap ederek buğday değer zincirinin dayanıklılığını artırmak için öneriler formüle etmeye,

Tedarik Zinciri boyunca gereken gerekli yatırımları/desteği belirlemeye,

Hükümetin değerlendirmesi için politika analizi, seçenekler ve tavsiyeler sağlamaya,

Türkiye'nin buğday ithalatı ve işlenmiş buğday ürünleri ihracatına ilişkin ticari ilişkilerini göstermek. TZA'nin sonuçları, yalnızca devlet kurumlarının değil, diğer kamu dışı paydaşların da işbirliği içinde kanıta dayalı müdahaleler geliştirmelerine yardımcı olacaktır.

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ ÜRETİM - DİÜ 4: Küçük ölçekli üreticilerin kaynaklara adil erişimi,DAHA İYİ BİR HAYAT - BL4: Tarım ve gıda acil durumları,DAHA İYİ BESLENME - DİB 5: Şeffaf piyasalar ve ticaret

Bağlantı Linkleri:

Kırsal Turizm ve Gastronomi Yoluyla Kaz Eti Üretiminin Güçlendirilmesi

Projenin Amacı:

Kırsal turizm ve gastronomi yoluyla kaz eti üretiminin güçlendirilmesine ve kırsal geçim kaynaklarının iyileştirilmesine destek olmak

Proje süresi: 2022 – 2024

Proje Kodu: TCP/TUR/3901/C1

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

Kars İli, toplam nüfusun üçte biri ile Türkiye'nin en büyük kaz üreten ilidir. Son zamanlarda kaz eti tüketimi özellikle kırsal turizm ve gastronomi açısından cazip hale gelip popülerlik kazanmış olsa da kaz yetiştiriciliği üreticiler için her zaman önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Ancak genç kuşak üretime devam etmiyor ve daha iyi maaşlı, sosyal değeri olan ve düzenli maaşlı işler bulmak için büyük şehirlere taşınmayı tercih ediyor.

Hâlâ kaz yetiştirenler de daha verimli, daha fazla et ve yumurta veren yabancı ırklara yöneliyorlar. İklim ve hava koşullarındaki değişiklikler Kars kazlarının yumurtlamasını olumsuz etkilemiş ve üretimin azalmasına neden olmuştur. Kars kazı, diğer kaz ırklarına göre farklı bir aromaya ve zengin bir tada sahip olmasına rağmen, Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde uygulanan hijyen kuralları ve prosedürleri nedeniyle üreticiler niş pazarına etkin bir şekilde erişim sağlamakta ve diğer ülkelere ihracat yapmakta zorluk yaşamaktadır.

Kaz yetiştiriciliği hala küçük ölçekli çiftliklerde ve hatta arka bahçelerdeki çiftliklerde ailelerinin ana geçim kaynağı olan kadınlar tarafından yapılmaktadır. Daha çok et ve tüy üretimi için yapılmakta olup, deri veya iç organ gibi yan ürünler ekonomik değer taşımamaktadır. Kaz yetiştiricileri, üreme, hayvan hastalıklarını önlemeye yönelik biyogüvenlik önlemleri ve yürürlükteki ilgili yasal kurallar hakkında sınırlı bilgiye sahiptir. Bölgede kaz kesmek için modern mezbaha bulma konusunda da sıkıntılar vardır.

Kaz yetiştiriciliği sektörü, üretim ve pazarlama açısından tavukçuluk sektörü kadar gelişmemiştir. Sektörün değer zinciri ve paydaşların takip etmesi gereken pazarlama stratejisi konusunda somut bir analiz bulunmamaktadır. Bu nedenle bölgede kaz eti üretimini artırmak için kaz eti sektörüne yönelik bir değer zinciri analizi ve pazarlama stratejisi hazırlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Aynı zamanda kaz ürünlerinin değerlendirilmesine yönelik strateji oluşturmaya yönelik bir iş planının hazırlanması bölgede uygun bir ticari modelin oluşturulması açısından önemlidir.

Projenin amacı, Kaz yetiştiriciliğini sürdürülebilir bir üretim modeli haline getirmek ve katma değeri yüksek marka bir ürün haline getirmek için Tarım ve Orman Bakanlığı personeli, çiftçiler ve özel sektör temsilcilerinin kapasitelerini artırmaktır.

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ ÜRETİM - DİÜ1: Sürdürülebilir tarımsal üretim için yenilikçilik,DAHA İYİ BİR HAYAT - DİH 2: Kapsayıcı kırsal dönüşüm

Bağlantı Linkleri:

Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım

Balıkçılık ve Su Ürünleri Sektöründe Covid-19’a Hazirlik Ve Müdahale Projesi

Projenin Amacı:

COVID-19 durumuna veya gelecekteki benzer aksamalara uyum ve müdahale için sektörel kapasiteyi geliştirmek

Proje süresi: 2021 – 2022

Proje Kodu: TCP/TUR/3801/C1

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

COVID-19 salgını, ülkelerin bulaşma oranını kontrol altına almak için karantina uygulamaları, seyahat yasakları ve işyerlerinin kapanması gibi aldığı önlemler nedeniyle bir halk sağlığı krizini ve ardından devam eden bir ekonomik krizi tetikledi. Gıda perakende işletmelerinin bir kısmı zorunlu görülerek faaliyetlerini sürdürse de COVID-19 salgınını kontrol altına almak için alınan önlemler, gıdaya ulaşmanın zorlaşabileceği bir ortam yaratmıştır.

COVID-19 salgını döneminde ülkelerin aldığı tüm tedbirler, ülkelerin gıda üretimi, gıdaya kolay erişim ve tüketim alışkanlıkları açısından mevcut politikalarında yenilik yapması gerektiğini göstermiştir. Ülkenin yeterli gıda üretimine sahip olması ve bu üretime paralel bir tüketim oranı, gıdaya sürdürülebilir ve yeterli erişimin ve gıda güvenliğinin sağlanmasında kilit faktörlerdir.

Türk balıkçılık/su ürünleri sektörü, değişen tüketici talepleri, pazara erişim veya ulaşım ve sınır kısıtlamaları ile ilgili lojistik sorunlar nedeniyle pandeminin doğrudan etkisine maruz kalmıştır. Pazardaki aksamalar nedeniyle balık yetiştiricileri ürünlerini satmakta zorlandılar ve beslenmesi gereken büyük miktarlardaki canlı balıkları belirsiz bir süre boyunca ellerinde tutmak zorunda kaldılar. Bu da ülke genelinde maliyetleri, harcamaları ve riskleri artırdı. İhracat için yetiştirilen bazı türlerin (levrek, çipura, alabalık vb.) uluslararası pazarların (özellikle AB) kapanmasından etkilendiği belirtilmiştir. Kabuklu deniz ürünleri yetiştiriciliği esas olarak gıda hizmetlerinin (örneğin turizm, otel ve restoranlar) ve perakendecilerin kapanması nedeniyle etkilenmiştir.

Hemen hemen tüm ülkeler gibi Türkiye de böyle bir salgına hazırlıksız yakalanmıştır. Türkiye'nin balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği alanlarında pandemi krizine hazırlık konusundaki eksikliğine neden olan birbirine bağlı ve çok-ölçekli birçok faktör (örneğin; benzeri görülmemiş bir küresel tehdit için risk yönetimindeki kurumsal kapasite eksikliği; kaynakları genişletmede ve balıkçılık ve su ürünleri endüstrisi işbirliğini artırmadaki zorluklar; iş devamlılığını desteklemek amacıyla belirsizliklerle başa çıkmak için yetersiz kalan stratejiler; pandeminin ekonomik ve sosyal etkilerine yanıt vermek için dayatılan en iyi stratejilere ilişkin belirsizlik) sayılabilecektir.

Projenin temel amacı, kriz yönetiminde kurumsal kapasiteyi geliştirmek ve COVID-19'dan etkilenen balık üretimi ve ihracat rekabet gücünün yeniden kazanılmasına katkıda bulunmaktır. Balık ve balıkçılık ürünlerinin tüketiminin teşvik edilmesi, birçok ülke tarafından COVID-19'un balıkçılık ve su ürünleri endüstrisi üzerindeki etkilerini azaltmak için kullanılan hafifletme stratejilerinden biri olmuştur. Türkiye, COVID-19 krizi ortaya çıktığından beri bu stratejiyi izledi. Bu yüzden, proje ilgili stratejik girişimlerin gerçekleştirilmesini destekleyecektir.

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ BİR HAYAT - BL4: Tarım ve gıda acil durumları

Bağlantı Linkleri:

Türkiye’de Gıda Okuryazarlığı

Projenin Amacı:

Çok sektörlü işbirliği ve bilinçlendirme yoluyla Türkiye'de gıda ve beslenme okuryazarlığını artırmak

Proje süresi: 2021 – 2022

Proje Kodu: TCP/TUR/3805/C5

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

Türkiye'de gıda okuryazarlığını destekleyerek küresel düzeyde tüketim ve üretim ve tarım-gıda sisteminin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak. Gıda Okuryazarlığı Eylem Planı kapsamında sektörlerarası politikalar uygulayarak Türkiye’de insanların güvenilir gıdaya erişimi sağlamak, yeterli ve dengeli beslenmeyi teşvik etmek.

Stratejik Hedefler

- Gıda okuryazarlığı becerilerini geliştirmek.

- Gıda güvenliği ve beslenme konusunda doğru ve güncel bilgi sağlamak.

- Gıdalar hakkında yanıltıcı bilgilerin yayılmasını önlemek.

- Gıda ve beslenme bilgilerinin sağlanmasında tüketici merkezli bir yaklaşım geliştirmek.

- Gıda sistemleri hakkında farkındalık oluşturmak.

- Gıda israfı ve kaybını önlemek

Kapsam

- Toplumun gıda ve beslenme konusunda doğru bilgiye ulaşmasının sağlanması, bilgi kirliliğinin önlenmesi,

- Toplumun ve bireylerin gıdalarla ilgili doğru karar vermesini sağlayacak bir sistem kurulması (tüketicinin güçlendirilmesi),

- Gıda okuryazarlığı becerileri aracılığıyla toplumun ve bireylerin, yetersiz beslenme sonucuoluşan hastalıkların önlenmesi ve kontrolü (obezite, besin öğesi yetersizlikleri, gıdalarla bulaşan hastalıklar vb.) sürecine dâhil edilmesi,

- Farklı yaş gruplarının, cinsiyetlerin ve sosyo ekonomik grupların ihtiyaçlarını dikkate alarak çok bileşenli müdahalelerle bireylerin ve toplumun sağlıklı seçimler yapma yetkinliğinin geliştirilmesi,

- Gıdalar hakkında kolay anlaşılır ve yeterli bilgi, beceri ve yeterlilik sağlanması,

- Beslenme kalitesini, gıda ve beslenme güvenliğini etkileyen gıda sistemleri politikaları oluşturulması.

Gıda ve beslenmeye dair bilgi ve becerilerin iyilestirilmesi için tüketici merkezli gıda okuryazarlıgı

- Beslenme çeşitliliği ve kalitesinin iyileştirilmesi

- Gıda israfının azaltılması

- Gıda okuryazarlığı

- Sürdürülebilir gıda sistemleri

- Ekosistemlerin, doğal kaynakların, suyun ve biyoçeşitliliğin sürdürülebilir yönetimi ve kullanımı konularında farkındalık oluşturma

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ BESLENME - DİB 3: Herkes için güvenilir gıda,DAHA İYİ BESLENME - DİB1: Herkes için sağlıklı beslenme

Bağlantı Linkleri:

Ankara Büyükşehir Belediyesi Çevresinde Kentsel Tarım ve Kırsal Yaşamın Güçlendirilmesi Projesi

Projenin Amacı:

Ankara Büyükşehir Belediyesi bölgesinde tarım ürünlerinin yerel üretimini, işlenmesini ve pazarlanmasını iyileştirmeye yönelik kapasitelerin güçlendirilmesine yönelik stratejik çerçevenin geliştirilmesini desteklemek

Proje süresi: 2021 – 2022

Proje Kodu: TCP/TUR/3803/C3

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

Bugün, şehirler ve kentsel alanlar dünya nüfusunun yarısından fazlasına ev sahipliği yapıyor ve bu oranın 2050 yılına kadar %70'e ulaşacağı tahmin ediliyor. Ankara, bir dünya kenti ve Türkiye'nin başkenti olarak kentleşme sürecini tüm boyutlarıyla yaşayan kentlerden biridir.Ancak her ne kadar büyükşehir olarak bilinse de Ankara aynı zamanda önemli bir tarım şehridir. Önemli bir üretim altyapısına sahip olan Ankara'da kentsel tarım kavramı giderek önem kazanmaktadır. Ankara'nın çeperindeki tarım alanlarının son beş yılda artması bile Ankara'da tarım ekosisteminin ne kadar aktif olduğunu doğrudan gösteriyor.

Bu eğilimler ışığında, Ankara'da tarımsal üretimi artırmak ve uluslararası düzeyde daha rekabetçi bir başkent haline gelmek için “Ankara Büyükşehir Belediyesi Bölgesinde Kent Çevresi Tarım ve Kırsal Geçim Kaynaklarının İyileştirilmesine Yönelik Destek - TCP/TUR/ 3803/C3” projesi, kanunla Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne verilen sorumluluklar doğrultusunda Ankara Büyükşehir Belediyesi, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı ve Doğa Koruma Merkezi işbirliği ile hazırlanmış ve uygulanmıştır.

Bu projenin hayata geçirilmesiyle birlikte Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kırsal ve kent içi tarımın güçlendirilmesine yönelik model çalışmaları yapılmıştır. Çalışmalarda, ilin ekolojisine uygun ve potansiyeli yüksek seçilmiş ürünler üzerinde değer zinciri analizleri yapılmış; Çiftçilere entegre ürün yönetimi konusunda eğitimler verildi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarına yön verebilecek stratejik program ve eylem planı dokümanı geliştirildi.

Proje ayrıca aşağıdaki noktalara katkı sunacaktır:

1: İl merkezi, çevresi ve kırsal alanlarda tarımsal üretimin arttırılması

2: beş tarım ürününde ürün ve pazar çeşitliliğini artırmak

3: mevcut tarımsal işletmelerin üretim kapasitesinin arttırılması

4: Kent çevresi ve kırsal alanlarda tarım ve kırsal kalkınma odaklı yatırımların gerçekleştirilmesi

5: Bir sosyal girişimcilik modeli olarak Ankara kırsalında sosyal kooperatif faaliyetlerinin desteklenmesi

6: Ankara'daki tarım ve kırsal kalkınma kooperatiflerinin ürün satış, pazarlama ve markalaşma kabiliyetlerinin ve kapasitelerinin geliştirilmesi

7: Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ildeki tarımsal ve kırsal kalkınma kooperatifleri arasında farklı dayanışma ve işbirliği modelleri geliştirmek

8: kırsal turizmi desteklemek

9: Ankara kırsalında turizmde işbirliği ve öğrenme ağlarının güçlendirilmesi

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ ÜRETİM - DİÜ 4: Küçük ölçekli üreticilerin kaynaklara adil erişimi,DAHA İYİ BİR HAYAT - DİH 2: Kapsayıcı kırsal dönüşüm

Bağlantı Linkleri:

TCPF: Ankara Büyükşehir Belediyesi Çevresinde Kentsel Tarımın ve Kırsal Yaşamın Güçlendirilmesi Projesi

Türkiye'de gübre yönetim ve toprak haritalama sisteminin iyileştirilmesinin desteklenmesi projesi

Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliğinin COVID-19'a karşı Sektörel Hazırlığı ve Müdahalesi

Gıda Okuryazarlığı Hakkında Kapasite Geliştirme

Projenin Amacı:

Proje, Türkiye'deki gıda ve beslenme okuryazarlığının mevcut durumunu anlamayı, boşlukları ve fırsatları, öncelikli alanları ve hedef grupları belirlemeyi; Avrupa Birliği de dahil olmak üzere diğer ülkelerde izlenen uluslararası iyi uygulamalar doğrultusunda iyileştirme için bir strateji ve vizyon geliştirmeyi hedefliyor.

Proje süresi: 2021 – 2022

Proje Kodu: TCP/TUR/3805/C5

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

Gıda ve beslenme okuryazarlığı, ihtiyaçları karşılamak ve tüketimi belirlemek için gıdayı planlamak, yönetmek, seçmek, hazırlamak ve gıda için gerekli olan birbiriyle ilişkili bilgi, beceri ve davranış koleksiyonundan oluşur. Gıda okuryazarlığını geliştirmenin amacı, tüketicilerin daha iyi sonuçlar için gıda sisteminde gezinmelerini ve gıda seçimlerinde bilinçli kararlar almalarını sağlamaktır. Tüketicilerin beslenme eğitimi konularını içerir; dengeli beslenme ve gıda çeşitliliğini anlamak, evlere güvenli gıdanın girmesi; gıda atığının azaltılması, gıda etiketlerini anlama; yanıltıcı bilgilerin yayılmasını önlemek, yemek ve kültür; Sürdürülebilirlik, vb. olanaklı bir ortam yaratmak için uygun politika oluşturma da gıda okuryazarlığının bir parçasıdır.

Projenin ana çıktısı, bir yol haritası ve eylem planı dahil olmak üzere gıda ve beslenme okuryazarlığı üzerine bir politika belgesi geliştirerek gıda okuryazarlığı konusunda farkındalığı ve anlayışı artırmak olacaktır.

Proje, farklı gıda sistemi aktörlerinin bilgi ve becerileri dahil olmak üzere kapasitelerini artıracak ve gıda ve beslenme okuryazarlığı konusunda farkındalık yaratacaktır. Ayrıca, gıda okuryazarlığına olumlu katkıda bulunarak eylemlerin hangi aktörler ve paydaşlar tarafından hızlandırılabileceği alanları belirleyecek ve uygulanmakta olan mevcut girişimler hakkında ortak bir anlayış sağlayacaktır. Bu süreçte bakanlıklar arası bilgi paylaşımı veya iş birliğinin rolü de vurgulanacaktır.

Öncelikli Alanlar: Hedeflenen Kitlenin Gıda ve Beslenme Güvenliği

Bağlantı Linkleri:

Muzlarda Fusarium Solgunluk Hastalığının Önlenmesi ve Yönetiminin Desteklenmesi

Projenin Amacı:

Tropik ırk 4'e (TR4) odaklanarak Türkiye'nin güney kıyılarında muz Fusarium solgunluk hastalığının önlenmesi ve yönetimi için ulusal kapasitelerin güçlendirilmesini ve stratejilerin geliştirilmesini desteklemek.

Proje süresi: 2020 – 2022

Proje Kodu: TCP/TUR/3804/C4

Donör: FAO

Kısa Açıklaması:

Türkiye'nin güney kıyılarında muz üretimi son on yılda önemli ölçüde artarak bölgedeki küçük çiftçilerin geçim kaynaklarına katkıda bulunuyor. Bu, muz ithalatının azaltılmasına ve ülke için tarımsal ticaret dengesinin iyileştirilmesine katkıda bulunulmasına yardımcı olur.

Ancak bu genişleme, güney kıyılarındaki muz üretimi için yeni riskleri de beraberinde getiriyor. Fusarium solgunluk hastalığı, bölgedeki muzlar için başlıca tehditler arasında sayılmaktadır. Muzdaki Fusarium solgunluk mantarının Tropikal ırkı 4'ün (TR4) muz üretimi için risk oluşturacak şekilde bölgeye yayılabileceğinden korkulmuştur. Mantarın bu türü, Güneydoğu Asya'dan Afrika (Mozambik), Latin Amerika (Kolombiya) ve yakın doğu (Lübnan, Ürdün, İsrail, Umman) dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerine yayılmaktadır.

Son zamanlarda bu hastalik Akdeniz bölgesinde Antalya, Alanya ve Anamur'da üç serada tespit edilmiştir. Hastalığı kontrol altına alacak bir kimyasal ve hemen kullanılabilecek dayanıklı bir çeşit olmadığı için daha da yayılarak muz üretimini ciddi şekilde etkilemesinden endişe ediliyor. Bu nedenle, hastalığın yayılmasını önlemek ve bulunduğu yerde kontrol altına alınmasını ve yönetimini kolaylaştırmak için acil önlemler alınmalıdır.

Projenin amacı, Muz Fusarium solgunluk hastalığının önlenmesi ve yönetimine yönelik ulusal çabaları desteklemektir. Beklenen sonuçlar, Tropikal ırk 4'e (TR4) odaklanarak Türkiye'nin güney kıyılarında muz Fusarium solgunluğu hastalığının önlenmesi ve yönetimi için ulusal kapasitelerin güçlendirilmesi ve stratejilerin geliştirilmesidir.

Öncelikli Alanlar: DAHA İYİ ÜRETİM - DİÜ1: Sürdürülebilir tarımsal üretim için yenilikçilik,DAHA İYİ ÜRETİM - DİÜ3: Tek Sağlık

Bağlantı Linkleri:

FAO-Türkiye Ortaklık Programlarının (FTPP II & FTFP) görünürlüğünün artırılması

Projenin Amacı:

FAO-Türkiye Ortaklık Programları, hedefleri, faaliyetleri ve başarıları hakkında çeşitli ilgili kitleler arasında artan farkındalık

Proje süresi: 2020 – 2023

Proje Kodu: GCP /SEC/020/TUR

Donör: Türkiye

Kısa Açıklaması:

İletişim faaliyetleri, herhangi bir proje uygulamasının ayrılmaz bir parçasıdır ve geniş bir kitleye başarıları aktararak proje sonuçlarına önemli katkı sağlarlar. Ayrıca, projeler altında üretilen bilginin yayılmasına ve deneyimlerin paylaşımına da katkıda bulunurlar. İletişim faaliyetlerinin etkili olabilmesi için, projelerin başlangıcından kapanışına kadar sürenin kapsanması ve sonuçların ve uzun vadeli etkilerin sürdürülmesine odaklanılması gerekir. Detaylı bir planlama ve insan kaynakları dahil yeterli kaynak ayrılması, yakın ve zamanında takip için önemlidir. Bu girişim, FAOTürkiye Ortaklık Programları hakkında çeşitli hedef kitlelere bilgi vermek, Programlar altındaki ana projelerin amaçlarını, faaliyetlerini ve başarılarını Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin desteği ile mümkün kılan FAO-Türkiye işbirliğinin etkisini artırmayı amaçlamaktadır.Proje, net hedefleri olan bir iletişim ve görünürlük haritası oluşturur. Program ve proje düzeyindeki müdahaleleri içeren holistik ve cinsiyet duyarlı bir yaklaşım benimser ve bu faaliyetlerin sonuçlarını takip etmek ve izlemek için bir mekanizma kullanır.

Projenin hedefleri şunlardır:

FAO-Türkiye Ortaklık Programları için İletişim ve Görünürlük Stratejisi ve Eylem Planı oluşturmak ve her projeye özel İletişim ve Görünürlük Eylem Planları geliştirmek;
Broşürler, bilgi notları, bültenler vb. gibi bilgi, tanıtım ve savunuculuk materyalleri geliştirmek ve yaymak;
Ortaklık Programlarının ulusal, bölgesel ve uluslararası medya etkileşimini artırmak;
Türkiye'nin proje alanlarında ve ilgili ulusal, bölgesel ve uluslararası etkinliklerde görünürlüğünü artırmak.

Öncelikli Alanlar:

Bağlantı Linkleri:

Sürdürülebilir Arazi Yönetimi ve İklim Dostu Tarım Projesi

Gıdanı Koru

İstihdam Olanakları Vasıtasıyla Mültecilerin Özyeterliklerinin Artırılması ve Tarıma Dayalı Geçimlerinin Geliştirilmesi (Faz 3)

Geçim Kaynaklarına Erişim Fırsatlarının ve Sosyal Uyumun Güçlendirilmesi Yoluyla Suriyeli Mültecilerin ve Ev Sahibi Toplulukların Dayanıklılıklarının Artırılması

İklim Esnekliği ile Ekosistem Yönetimini Geliştirerek Gıda Güvenliğine Yönelik Entegre Arazi Kullanım Planlaması (ILUP)

TCPF: Sıfır Atık, Sıfır Açlık: Gıda Kaybı ve İsrafı Konusunda Farkındalığın Artmasına Destek

TCPF: Ulusal e-tarım stratejisinin geliştirilmesine destek

ATD Yaklaşımını Göstererek Arazi Bozulumunda Tarafsızlık Hedef Belirlenmesine Katkı Sağlamak

Sosyoekonomik Entegrasyonun Desteklenmesi ve Geçim Sağlama İmkânlarının Yaratılması Aracılığıyla Türkiye’de Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler ile Ev Sahibi Toplulukların Dayanıklılığının Geliştirilmesi

Geçim Kaynaklarına Erişim Fırsatlarının ve Sosyal Uyumun Güçlendirilmesi Yoluyla Suriyeli Mültecilerin ve Ev Sahibi Toplulukların Dayanıklılıklarının Arttırılması

SKA uyum ve uygulamasında MFAL'A destek

Projenin Amacı:

11. Ulusal Kalkınma Planı (NDP) ve Bakanlık stratejik planına (2019-2023) özel dikkat göstererek, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Sdg uyumlaştırma, uygulama ve izleme konusundaki farkındalığını ve kapasitesini artırmayı amaçlamaktadır)

Proje süresi: 2018 – 2019

Proje Kodu: TCP/TUR/3604/C1

Donör: T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı

Kısa Açıklaması:

SKA'lar, tarihteki en geniş küresel çok paydaşlı istişareden sonra ülkeler tarafından tanımlanmış ve tamamen sahiplenilmiştir. 2030 Gündemi, sürdürülebilirliğin üç boyutu için bütünsel bir yaklaşım olan bir türdür: sosyal, ekonomik ve çevresel. Sdg'ler ulusal kalkınma planlarını şekillendirecek ve her hükümet kendi hedeflerini “küresel hırs seviyesine göre yönlendiriyor, ancak ulusal koşulları dikkate alıyor”.

Tüm dünyada, hükümetler şu anda 2030 gündemini uygulamak için planlar yapıyor, Bakanlar arası ve hükümetler arası koordinasyon için bir platform sağlamak için ulusal ve yerel düzeyde SDG Konseyleri ve SDG birimleri kuruyor.

Türkiye strateji ve bütçe Başkanlığı, Türkiye'nin ulusal kalkınma planlarının Hazırlanmasından Sorumlu organdır. Strateji ve bütçe Başkanlığı, Başkanlığın Sdg'lerin uygulama süreci için uyumlu bir yaklaşım izleyeceğini açıkladı. Strateji ve bütçe

Cumhurbaşkanlığı, Türkiye'de politika oluşturma sürecinin en üstünde makro düzeyde Ulusal Kalkınma Planlarının (NDP) oluşturulmasını koordine edecek, ancak Sdg'lerin uygulanması tüm çizgi kurum ve bakanlıkların ortak bir sorumluluğu olacaktır. Bu süreç, SKA'ların merkezi ve yerel seviyelerde ilgili tüm strateji ve politika belgelerine entegrasyonunu kolaylaştıracaktır.

Bu kapsamda Tarım ve Orman Bakanlığı kendi gündemini 2030 Gündemi ile uyumlu hale getirmeyi hedeflemektedir. T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı şu anda 2019-2023 Bakanlık stratejik planının hazırlık aşamasındadır ve Sdg hedefleriyle tamamen uyumlu bir plan geliştirmek için güçlü bir niyet vardır

ve göstergeler. T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı aynı zamanda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile koordineli olarak tarım ve ormancılık için ulusal göstergeler oluşturmaktan Sorumlu Devlet kurumudur.

T. C. Tarım ve Orman Bakanlığı, saha, il ve araştırma enstitülerinde merkez ve ilgili kuruluşlarla geniş bir organizasyon sistemine sahiptir. Bu nedenle, MAF, alan düzeyinde sdg'lerin kamu bilincini ve sahipliğini artırmak için önemli bir avantaja sahiptir. Ülke düzeyinde Sdg'lerin uygulanmasına ve izlenmesine etkili bir şekilde katkıda bulunmak için 2030 gündeminin millileştirilmesindeki teknik kapasitelerini güçlendirecektir.

Öncelikli Alanlar:

Bağlantı Linkleri:

http://www.fao.org/europe/events/detail-events/en/c/1160109/
http://www.fao.org/europe/events/detail-events/en/c/1184086/
http://www.fao.org/sustainable-development-goals/en/
http://www.fao.org/countryprofiles/index/en/?iso3=TUR
http://www.fao.org/europe/programmes-and-projects/fao-turkey/en/

Türkiye’nin Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi

ATD Yaklaşımını Göstererek Arazi Bozulumunda Tarafsızlık Hedef Belirlenmesine Katkı Sağlamak

Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Güçlendirilmesi

Küresel Toprak Paydaşlığı Kapsamında Tarımsal Altyapı Hizmetlerinin Güçlendirilmesi

Türkiye Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi

Projenin Amacı:

Türkiye bozkır biyoçeşitliliğinin korunmasının üretim alanlarına yaygınlaştırılması ve bozkır ekosistemlerinin korunmasının güçlendirilmesi.

Proje süresi: 2017 – 0

Proje Kodu: GCP/TUR/061/GFF

Donör: Küresel Çevre Fonu

Kısa Açıklaması:

“Türkiye Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi Projesi, 2017-2022 yılları arasında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Tarım ve Orman Bakanlığı (MAF) tarafından Küresel Çevre Fonu'nun (GEF) mali desteği ile uygulanmıştır.

Proje, ilgili paydaşlarla işbirliği içinde Tek Tek Dağları Milli Parkı (MP), Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Alanı (YHGS) ve Karacadağ Bozkırlarındaki nispeten bozulmamış ve nadir bozkır habitatları ve türlerinin yönetimi ve korunmasına odaklanmıştır. Ulusal düzeyde de Türkiye'nin eşsiz bozkır değerlerinin korunmasına katkı sağlayan çalışmalar yürütmüştür. Proje kapsamında hazırlanan iki Bozkır Koruma Stratejisi ve Eylem Planı (Ulusal ve Şanlıurfa düzeyinde) ve bozkır ekosistemleri basta olmak üzere Türkiye'nin doğal varlıklarının korunmasına ve yönetimine katkıda bulunan yedi kılavuz hazirlanmistir. Proje aynı zamanda Anadolu bozkırlarında hayvancılığın gelişimi, toprak ve su muhafazası, erozyon kontrolü ve genetic kaynaklarin muhafazası için önemli çalışmalar yürütmüştür.

Ayrıca, korunan alan yönetim planlarına, gıda sistemlerini ve gıda güvenliğini desteklemek, iklim değişikliğinin etkilerini ve sonuçlarını ele almak, istilacı türleri yönetmek, ekosistem hizmetleri yoluyla doğa-insan dengesini desteklemek ve peyzaj bütünlüğünü ve restorasyonunu desteklemek gibi konuları entegre etmesini sağlamıştır. Araştırma ve planlama faaliyetlerine ek olarak, proje bilgilendirme, bilinçlendirme ve eğitim odaklı bir dizi faaliyeti desteklemiştir. Projeden toplam 4120 katılımcı (%70 ve %30) doğrudan yararlanmistır.

Proje, planlar, stratejiler, basılı ve görsel materyaller ve en iyi uygulamalar yoluyla bozkırların bu temel özellikleri hakkında ulusal ve yerel düzeyde farkındalık yaratmaya çalıştı.

Öncelikli Alanlar: BETTER ENVIRONMENT - BE3: Biodiversity and ecosystem services for food and agriculture

Bağlantı Linkleri:

Ekonomik İş Birliği Teşkilatı (EİT) Gıda Güvenliği Bölgesel Koordinasyon Merkezi

Projenin Amacı:

Proje, EİT Üye Devletlerinde bölgesel Gıda Güvenliği programı (RPFS) kapsamında geliştirilecek ve yürütülecek proje ve faaliyetleri koordine etmeyi ve üye ülkeler arasındaki iş birliğini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu sayede, eko bölgesinde ulusal ve bölgesel düzeyde gıda güvenliğinin önündeki temel engellerin belirlenmesini, önceliklendirilmesini ve ele alınmasını kolaylaştırması beklenmektedir.

Proje süresi: 2013 – 2019

Proje Kodu: GCP/RER/044/TUR

Donör: Türkiye

Kısa Açıklaması:

EKO-EKO RCC Sekreterliği ve FAO-SEC ile iş birliği bu (RPFS) Gıda Güvenliği için EKO/FAO Bölgesel Programın uygulanması için bölgesel Koordinasyon Merkezi. EKO-RCC’nin temel amacı, EKO Üyesi ülkelerde bileşenleri RPFS, tarım ve gıda güvenliği alanında üye ülkeler arasında iş birliğini geliştirmek için ilgili proje ve faaliyetlerini koordine etmektir. RPFS, 2008 yılında FAO ve Eko Sekreterliği ile iş birliği içinde sonuçlandırılmıştır. ECO içinde ekonomik ve çevresel olarak sürdürülebilir bir temelde tarımsal verimliliği artırmak için gıda güvenliği için ulusal programları desteklemek veya başlatmak üzere tasarlanmıştır. 2010 yılında 20. Bölge Planlama Konseyi'nde Türkiye, ECO üye devletlerinin konsensüsü ile RPF'LERİN Koordinatör ülkesi seçildi. 2010 yılında 19. Bakanlar Kurulu, Ankara'da RPF'LERİN (ECO-RCC) uygulanması için eko bölgesel Koordinasyon Merkezi'nin (ECO-RCC) kurulmasını onayladı. Buna göre, EKO-BIK, 02 Kasım 2012 tarihinde Ankara'da Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulmuş ve 15 Kasım 2012 tarihinde 5.Eko-BIK Tarım Bakanlığı toplantısında kamuoyuna duyurulmuştur.

ECO-BIK, 1 Haziran 2013 tarihinden itibaren tarafların imzasıyla hayata geçirilen FAO-Türkiye ortaklık Programı'nın (FTPP) 1.aşaması kapsamında bir proje ile de destekleniyor. 2. aşama boyunca desteklenmeye devam edecek.

Öncelikli Alanlar: Gıda Güvenliği

Bağlantı Linkleri:

Proje Websitesi: http://www.eco-rccfs.org/Home/Index

http://www.fao.org/europe/events/detail-events/en/c/1184547/